Aslında beni yazmaya iten en büyük sebep duygularımı birilerine anlatmaktan kaçınmaktan kaynaklanıyor.İşte bu yüzden kağıt ve kalem benim en büyük dostum ve arkadaşım oluyor.Yazarak anlattıklarımı konuşarak anlatamasam da anlatmayı ve tartışmayı da çok seviyorum. Beni yazmaya iten sebeplerden biri de okuduğum kitapların etkisine girmem. En son ''Anne Frank'ın Hatıra Defteri'' adlı kitabı okuduğumda aklımdan şunları geçirdim: Demek ki bazen anılarımız, hatıralarımız veya yazdıklarımız tarihe geçebiliyor ve tarihe tanıklık edebiliyor. İşte bende bu yüzden o kitabı okudktan sonra giderek artan bir istekle aralıksız olarak defterlerime bir şeyler yazmaya başladım, size de şiddetle tavsiye ederim.Aradan uzun bir zaman geçipte yazdığını o eski yazıları şöyle bir okuduğunuz da nasıl zevk duyacağınız anlatamam.
Bazen mutluyken yada mutsuzken yazdığınız o eski yazılar sizi nasıl bir düşünceye ve mutluluğa boğuyor anlatamam. Ben elimden geldiğince bir şeyler yazmaya çaba gösteriyorum ve bazen inanılmaz derece güzel şeyler yazdığımıda görüyorum. Son olarak şunları da söyleyeyim kendinizi yazılara dökün birilerine kendinizi zorla anlatmak yerine rahatça anlatacağınız o güzel kağıtlara anlatın anlatacağınızı, göreceksiniz ki bir gün farkında olmadan iyi ve güzel cümleler kuracaksınız. Eğer bir şeyleri hatırlamak ve o duyguları tekrar tatmak istiyorsanız yazmaya şimdiden başlayın. Ne demişler: Söz Uçar, yazı kalır.