2 Haziran 2014 Pazartesi

Aşk Üzerine Denemeler - 1

Elbette ki herkes aşkın varlığını merak ediyor. Öğrenmeye ve yaşamaya çalışıyor. Aşk hakkında fikir edinmek için elbette bir çok olanak var. Aşktan bahseden yayımlanmış milyonlarca kitap var. Bunlardan birini veya bir çoğunu alıp okuyarak aşk hakkında fikir edinebilirsiniz. Fakat hakiki aşkı arıyorsak ve yaşamak istiyorsak o yoldan daha evvel yürümüş insanlara bakmak ve onların sesine kulak vermek gerek. Belki böylece aşkın hakiki boyutuna varabiliriz.

Bu yüzden aşktan bahsetmeye başladığımıza göre elimizden geldiğince bizde yaşanmışlıklardan yola çıkarak bu yolu, bu uzun ve meşakketli yolculuğu hepinizin bildiğini tahmin ettiğim Leyla ile Mecnun’un hikayesinden başlayarak anlatalım. Hani aşkı yüzünden deli, divane (Mecnun) olan Kays’ın hikayesi. Hepimizin bildiği bu hikayenin özellikle şu kısmı aklımızda yer edinmiştir. Kays’ın Leyla’ya olan sevgisi ve bağlılığı yüzünden deli, divane gezdiğini görenler onun haline acıyıp ona ‘’Sen bu kız uğrunda deli, divane oldun ama bu kız o kadar da güzel bir kız değil ki’’ demişlerdi. Mecnun ise onlara dönüp: ‘’Siz bir de onu benim gözümden görün’’ diye cevap vermişti. İşte buradan da anlıyoruz ki aşık’ın maşuk’a olan bakış açısı çok farklıdır o herkesin gözünden görmez. O herkesten farklı bakar. Bu yüzdendir ki aşkın başlangıcı ‘’görme’’dir. Hani dilimizde çok tabir edilen ‘’ilk görüşte aşık oldum’’ ifadesinin kaynağı bir nevi bu görme işlevinden kaynaklanır. İskender Pala’nın bu konuda ki şu cümleleri çok manidardır. ‘’Aşkın başlangıcı ‘’görme’’, sonucu ‘’bakma’’ dır. İlk görüş anında başlayan ilginin sırasıyla sevgiye, bağlılığa, kalbin erimesine, tutkuya, özleme ve nihayet aşka dönüşmesinin bir tek gayesi vardır; sevilenin yüzüne bakabilmek, o ilk görüş anının lezzetini ve hazzını derece derece artırarak kemale erdirebilmek’’der. 
Buradan da anlıyoruz ki aşkın en temeli görme eylemidir. Daha sonra derece derece artırarak bakmaya dönüşecek bu eylem aşık’ın maşuk’a olan bağlılığını artıracak ve zamanla itaate dönüşecektir. Bu dereceden sonra artık aşık benlik iddiasında vazgeçip, kendini maşukuna adayacaktır. Artık onunla görüp, onunla yaşamaya başlayacaktır. Aslında bu bağlılık ve itaatin sebebi görme eyleminin temelinin sağlam olmasından kaynaklanmaktadır. Bu görme eyleminin temeli ise Kalu Bela’ya dayanmaktadır. Yani hakiki manada aşkın ne başlangıcı ne de eriştiği seviye bu dünyaya ait değildir. Dünyadaki bu mecazi aşk, hakiki aşkın sadece tadımlık bir versiyonudur. Bu yüzdendir ki insanın kısıtlı dünya algısına sıkışıp kalmış bir aşk tecellisi vardır. Ve burada tadılan aşk, o hakiki aşkın bir görüntüsü, bir yansımasıdır. Bu sebepledir ki aşık’ın görmesi ile bakması hakiki maşuk’un bütün kainatta olan izleri ve belirtileridir.
Bu yazıyı Fuzuli üstadında şu nefis gazeli ile sonlandıralım.
Temâşa-yı cemâlünden nazar ehlini men etme
Ne sûd ol hûb yüzden kim ana kılmaz nazar aşık

(Ey sevgili! Sana bakma arzusuyla yanıp tutuşanları yüzünün güzelliğine bakmaktan mahrum etme. Âşıkın bakmadığı güzel yüzden ne yarar gelir, öyle bir güzel neye yarar!...?)

Not: Bu konu hakkında yazılarımız devam edecek….

Ahmet Culum


Read more at http://filozofundefteri.blogspot.com/2014/05/ask-uzerine-denemeler-1.html#DpwDlCc2PqvVvvYS.99

0 yorum:

Yorum Gönder

Ad :

Email :